Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ayşe AKTAŞ
Tarihçe:
Nükleer Tıp'ın tarihçesi 1800'lü yılların başında İngiliz kimyager John Dalton'un atom teorisini ortaya atmasına, Alman Wilheim Konrad Roentgen'in 1895'de X ışınlarını bulmasına, 1928'de Amerika'da Ernest Lawrence'ın siklotronu icat etmesine kadar uzanmaktadır. Nükleer Tıp'ın gelişimindeki en önemli adım, 1934 yılında Marie Curie'nin yapay radyoaktiviteyi keşfetmesidir. Ancak, birçok tarihçi, Nükleer Tıp'ın gerçek başlangıcı olarak radyoaktif iyotun toksik guatr (zehirli guatr) tedavisinde kullanılmaya başlandığı 1940'lı yılları göstermektedir. Halen Nükleer Tıp görüntülemelerinde en sık kullanılan radyoaktif madde olan Teknesyum, yapay olarak 1937 yılında üretilmiş, 1965 yılından sonra ticari üretimi ve kullanımı başlamıştır. Takip eden yıllarda farklı ajanlar bulunarak Nükleer Tıp günümüze kadar süren hızlı gelişmesine başlamıştır. Türkiye'de Nükleer Tıp'ın başlangıcı Avrupa ve Amerika'yla birlikte 1960'ların sonu 1970'lerin başına uzanmaktadır.
Başkent Üniversitesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı 1995'te kurulmuştur.
Bölümümüzde 1 adet SPECT/BT, 1 adet PET/BT olmak üzere toplam 2 kamera bulunmaktadır. Ayrıca, tiroid uptake cihazı, Karbon-14 üre nefes testi ölçüm cihazı, gama prob ekipmanlarımız da mevcuttur. Ankara-Yapracık Geriatri biriminde yüksek doz radyonüklid tedavi merkezimiz bulunmaktadır.
Tanıtım:
Nükleer Tıp görüntüleme yöntemlerinde, hastalara damardan enjeksiyonla, solunum yoluyla veya ağız yoluyla düşük dozda radyoaktif madde verilir. Bu radyoaktif maddeler görüntülenmesi istenen organlarda birikir, gama ışını yayarak bu bölgelerin özel cihazlar ve bilgisayarlar yardımıyla görüntülenmesini sağlar. Nükleer Tıp görüntüleme yöntemleriyle, diğer görüntüleme yöntemlerinden elde edilmesi mümkün olmayan önemli bilgilere ulaşılır; hastalıklar, henüz organlarda yapısal değişiklikler oluşturmadan önceki erken dönemde tespit edilebilir. Nükleer Tıp teknikleriyle, başka yöntemlerle elde edilmesi mümkün olmayan fizyolojik, metabolik ve moleküler düzeyde bilgi, kolaylıkla, girişimsel bir işlem gerekmeden ve objektif olarak elde edilir.
Nükleer Tıp'ta kullanılan radyoaktif maddelerin alerjik, toksik yan etkisi yoktur. Bu radyoaktif maddeler, her yaştaki hastada ve çocuklarda, yaşa-kiloya göre değişen dozlarda, güvenle uygulanır. Nükleer Tıp'da yapılan görüntülemelerde, hastalar çok düşük düzeyde radyasyona maruz kalır, bu doz hastalar için herhangi bir risk oluşturmaz.
Nükleer Tıp'ta yapılan görüntüleme işlemi "Sintigrafi" olarak bilinmektedir.
SPECT/BT:
Bölümümüzde genel Nükleer Tıp görüntülemeleri için SPECT/BT cihazı kullanılmaktadır. Cihazın BT bölümü, düşük doz / 8-kesitli bir sistem olup, hastaların maruz kalacağı radyasyon dozunu en aza indirmek üzere dizayn edilmiştir.
SPECT ve BT cihazının birleştirilmesi sayesinde, SPECT görüntüleme ile elde edilen fonksiyonel bilgiler, BT görüntüleme ile elde edilen anatomik, yapısal bilgilerle birleştirilir. Böylece, pek çok sintigrafik çalışmada, daha kapsamlı görüntüleme yapıldığı için, tanı doğruluğu artar, takip ve tedavi süreci daha başarılı olarak gerçekleştirilir. BT'den elde edilen bilgilerle birlikte değerlendirme yapıldığından, sintigrafinin duyarlılığı ve özgüllüğü artar, tanı konulamayan, kararsız kalınan vaka sayısında belirgin azalma gözlenir.
SPECT/BT'nin, 2 boyutlu sintigrafi ve SPECT'e üstünlüğü benign ve malign kemik hastalıkları, tiroid kanseri, nöroendokrin kanserler, paratiroid adenomu, akciğer hastalıları ve sentinel lenf nodu görüntülenmesi ile ilgili yapılan pek çok çalışmada kanıtlanmıştır.
Genel Nükleer Tıp Görüntüleme İşlemleri:
Akciğer perfüzyon-ventilasyon sintigrafisi
Beyin perfüzyon SPECT
Böbrek sintigrafileri (DTPA,MAG-3, DMSA, kaptoprilli böbrek sintigrafisi)
Kalp ve dolaşım sistemi sintigrafileri (Tc-99m MIBI ile gated myokard perfüzyon sintigrafisi, MUGA, radyonüklid anjiografi)
Kemik sintigrafileri (tüm vücut kemik sintigrafisi, kemik SPECT, 3 fazlı bölgesel kemik sintigrafisi)
Tiroid tetkikleri (Tc-99m veya I-131 ile tiroid sintigrafisi, I-131 ile tüm vücut tarama, tiroid uptake testi)
Gastrointestinal sintigrafiler (hepatobilier sintigrafi, karaciğer SPECT, işaretli eritrositlerle gastrointestinal kanama odağı tespiti, tükrük bezi sintigrafisi, mide boşalma zamanı tespiti, karaciğer kan havuzu SPECT, Meckel divertikülü araştırması, gastroözefageal reflü sintigrafisi)
Tümör görüntülemesi (Tc-99m MIBI, I-131, I-131 MIBG, In-111 octreotide tüm vücut tarama sintigrafisi)
İnfeksiyon görüntülemesi (Ga-67, Tc-99m HIG sintigrafisi)
Diğer sintigrafik çalışmalar (lakrimal sintigrafi, lenfosintigrafi, paratiroid sintigrafisi, vb)
Helikobakter pilori tespiti için Karbon-14 üre nefes testi
Gama prob işlemleri: Ameliyat sırasında sentinel lenf nodu tespiti (meme kanseri ve malign melanoma hastalarında), hiperparatiroidili olgularda patolojik paratiroid bezinin saptanması.
PET/BT:
PET, "Pozitron Emisyon Tomografi" nin kısaltılmış ismidir. PET/BT'de hem BT cihazı hem de PET cihazı aynı hasta masasında birleştirilmiş olarak üretilir. PET/BT cihazı ile hem insan vücudu içindeki normal ve anormal metabolik olaylar hem de bunların tam olarak lokalize olduğu vücut bölgelerinin detaylı bilgileri elde edilmektedir. Bu görüntüleme sistemi özellikle kanser hastalarında çok değerli bilgilere ulaşmamızı sağlar. Diğer görüntüleme yöntemleriyle saptanmış bir lezyonun ayırıcı tanısında çoğu kez yararlıdır. Kanser tanısı almış hastalarda PET/BT, hastalığın yaygınlığının belirlenmesinde, ilk evrelemede, takip döneminde yeniden evrelemede, tedavi planlanmasında, kemoterapi ilaçlarının etkinliğinin saptanmasında, tedavi başarısının belirlenmesinde kullanılmaktadır. Onkolojik görüntülemede FDG kullanılarak genel onkoloji çalışmaları yapılmakta olup, Ga-68 PSMA ile Prostat kanseri ve Ga-68 DOTA ile Nöroendokrin tümör görüntülemesi yapılmaktadır. Onkolojik hastaların haricinde, PET/BT bazı nörolojik ve kardiyolojik hastalıklarda da kullanılmaktadır.
Bölümümüzde kullanılan PET/BT cihazı, düşük radyasyon maruziyeti ile hızlı görüntüleme sağlayan bir sistemdir.
Radyonüklid Tedaviler:
Yüksek doz radyonüklid tedavi uygulamaları Yapracık-Ankara'da bulunan Radyonüklid Tedavi Merkezimizde yapılmaktadır. Bu amaçla 2 hasta odası mevcuttur. Tedavi randevusunun planlanması, tedavi ve tedavi öncesi hasta hazırlık işlemleri hakkında bilgilendirme, Bahçelievler Hastanemizdeki Nükleer Tıp uzmanlarımız tarafından gerçekleştirilmektedir.
Radyoaktif İyot tedavisi: Diferansiye tiroid kanseri (papiller, foliküler) olan hastalarda, ameliyat sonrası kalan tiroid dokusunun yok edilmesi (ablasyon) veya bölgesel yayılım/ metastazların tedavisi bölümümüzde radyoaktif İyot-131 ile başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Ayrıca, hipertiroidi hastalarında da, radyoaktif İyot-131 tedavisi yaygın bir tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır.
Kanser hastalarında ağrılı kemik metastazı tedavisi: Bu tedavinin amacı ağrılı kemik metastazı olan hastalarda ağrının geçmesi veya hafiflemesidir.
Radyonüklid sinovektomi: Diğer tedavi yöntemleri ile birlikte veya tek başına uygulanarak bazı hastalıklarda eklem fonksiyonlarındaki bozulmayı düzeltir. Kullanılan tedavi ilacı sayesinde eklem yüzeyindeki aşırı hücre üretimini ve eklem içinde anormal sıvı birikimini azaltır.
Karaciğer tümör tedavisi: Cerrahi, kemoterapi veya radyoterapi için uygun olmayan primer veya metastatik karaciğer tümörü bulunan olgulara bölümümüzde intraarteriyel Y-90 mikroküre tedavisi uygulanmaktadır.
Nöroendokrin tümör tedavisi: Malign feokromasitoma, nöroblastoma, medüller tiroid kanseri bulunan, cerrahi, kemoterapi veya radyoterapi için uygun olmayan veya bu tedavi yöntemlerine rağmen nüks görülen olgulara bölümümüzde yüksek doz I-131 MIBG tedavisi uygulanmaktadır.
Lutesyum-177 DOTA: Metastatik nöroendokrin tümör tedavisinde kullanılmaktadır.
Lutesyum-177 PSMA: Metastatik prostat kanseri tedavisinde kullanılmaktadır.
Mezuniyet Öncesi Eğitim Sorumlusu
Mezuniyet öncesi tıp eğitiminde dönem 3 ve 4 öğrencilerine tanıtıcı Nükleer Tıp dersleri anlatılmaktadır. Dönem 6 öğrencilerine teorik ve uygulamalı eğitimler verilmektedir.
Mezuniyet Sonrası Eğitim Sorumlusu
Akademik Personel Eğitimi:
Asistan Eğitim Programı:
Asistan Eğitim süreci dört yıldır. Teorik dersler, seminer sunumları, klinik rotasyonlar, Üniversitemize bağlı diğer hastanelerde rotasyon, makale sunum saatleri, etkili asistan eğitimi programımızın ana unsurlarını oluşturmaktadır. Asistanların ulusal ve uluslararası kongre ve kurslara katılımları için kendilerine gerekli olanaklar sunulmaktadır.
Uzman Olma Yıllarına Göre
Nükleer Tıp Anabilim Dalı'nda çeşitli hastalıkların tanısı amacıyla pek çok sintigrafik tetkik yapılmaktadır. Bu çalışmaların çoğunluğunu kardiyolojik, onkolojik, nefrolojik ve endokrinolojik hastalıklara yönelik tetkikler oluşturmaktadır. Böbrek ve karaciğer nakli öncesi organ alıcı ve vericilerine yönelik, organ nakline uygun olup olmadıklarının değerlendirilmesi ile ilgili çeşitli çalışmalar da bölümümüzde yapılmaktadır.
Anabilim dalımız öğretim elemanlarının birçok bilimsel çalışması ve yayını mevcuttur. Ayrıca, öğretim elemanlarımız ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılara katılmakta ve Nükleer Tıp ile ilgili güncel gelişmeleri yakından takip etmektedirler.
Bilişim Sorumlusu
Prof. Dr. Ayşe Aktaş
Başkent Üniversitesi Etiketli Yayınlar :
Web of Science
Başkent Üniversitesi Etiketli Q1,Q2,Q3 Makaleler : Web of Science
Prof. Dr. AYŞE AKTAŞ
Nükleer Tıp Anabilim Dalı (A.B.D. BAŞKANI)
Prof. Dr. ALİ FUAT YAPAR
Nükleer Tıp Anabilim Dalı (Adana)
Prof. Dr. ESRA ARZU GENÇOĞLU
Nükleer Tıp Anabilim Dalı (Ankara)
Prof. Dr. MEHMET REYHAN
Nükleer Tıp Anabilim Dalı (Adana)
Doç. Dr. (Dr. Öğr. Üyesi) NEŞE TORUN
Nükleer Tıp Anabilim Dalı (Adana)
Araş.Gör.Dr. AIZHAMAL KALMURATOVA
Nükleer Tıp Anabilim Dalı (Ankara)
Araş.Gör.Dr. AYYÜCE KARAKUŞ USTA
Başkent Üniversitesi ()