Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalının Misyonu;

Dünyaca tanınan saygın, yenilikçi ve lider bir klinik olmanın yanı sıra toplumsal, evrensel gereksinimler ve etik değerler çerçevesinde, ulusal yeterlilikleri karşılayan, gelişime açık, insani değerleri ön planda tutan, örnek ve mesleğinde öncü göz hekimleri yetiştirmektir. Bunun yanında bilimsel araştırmalarla evrensel tıbbın geliştirilmesine katkı sağlamak, uluslararası standartları temel alarak tüm merkezlerimizde önceliği eğitime veren çağdaş, nitelikli ve sürekli sağlık hizmeti sunmaktır. Evrensel bilgi birikimine ve toplum gereksinimlerine katkıda bulunabilecek projeleri güncel yöntemler ve teknolojiyi kullanarak desteklemek, yürütmek ve sonuçlandırmak da hedeflerimiz arasındadır.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalının Vizyonu;

Göz hastalıkları ve görme problemleri alanında en kaliteli hizmeti sunan, akademik performansın en üst düzeyde olduğu, bilimsel araştırmalarını ve eğitim olanaklarını uluslararası alanda paylaşan, şeffaf, yenilikçi, insan odaklı ve çağdaş uzman hekimler yetiştiren bir klinik olmaktır.

Anabilim Dalımız 1994 yılında kurulmuş olup, 1994-2002 yılları arasında hizmet verdiği A-Blok binasından, 2002 yılında C-Blok 3. kata taşınmıştır. Artan hasta yoğunluğuna bağlı olarak 2011 yılından itibaren C-Blok 3. katın tamamı Göz Bölümü olarak yeniden düzenlenmiş ve yeni birimler, muayene odaları ve cihazların ilavesi ile çok daha fazla sayıda muayene, tetkik ve girişim olanağı sağlanarak artan ihtiyaca en iyi imkanlarla cevap verilmeye başlanmıştır.

Bölümümüzde toplam 9 özel muayene odası, 3 poliklinik muayene odası, 5 öğretim görevlisi odası, 1 araştırma görevlisi odası, 1 küçük ameliyathane yanı sıra 1 görme alanı odası, 2 görüntüleme işlemleri odası, 1 anjio-lazer odası ve 1 hemşirelik işlemleri odasında gün boyu aktif hizmet sağlamaktadır.

Ayrıca Ümitköy’deki hastane binamızda öğretim üyesi seviyesinde ve Yenikent Polikliniği’nde araştırma görevlisi düzeyinde hizmet verilmektedir.

Kliniğimiz tarafından ayda ortalama 6500 hasta muayenesi yapılmakta, ayrıca en kaliteli sarf malzeme ve ileri teknolojik donanımla, haftanın 6 günü hizmet veren ameliyathanemizde yılda ortalama 2500 cerrahi gerçekleştirilmekteyiz.

Anabilim Dalımız, Prof. Dr. Sibel Oto Başkanlığı’nda, kornea-kontakt lens, uvea, glokom, medikal retina ve vitreo-retinal cerrahi, pediatrik oftalmoloji-şaşılık ve oküloplastik, orbital ve rekonstrüktif cerrahi birimleri ile en son bilgi ve teknolojiler ışığında hizmet vermektedir. Kaliteli sağlık hizmetinin yanı sıra, bölümümüzde eğitim ve bilimsel çalışmalara da her dönemde ağırlık verilmiştir. Bölümümüz ulusal ve uluslar arası yayın sayısı açısından hep ön sıralarda yer almakta olup, bölümümüzdeki öğretim üyeleri pek çok ulusal ve uluslararası kongrede davetli konuşmacı ve kurs eğitmeni olarak yer almaktadırlar.

Kliniğimizde Eğitim Programları

Anabilim Dalımız olarak gittikçe artan iş yoğunluğuna rağmen, bir üniversite kliniği olmanın verdiği sorumlulukla bilimsel çalışmaların yanı sıra eğitim programının devamlılığına da azami önem göstermektedir. Her Cumartesi sabahı tüm bölümün katılımı ile yapılan eğitim toplantıları ve  her Salı günü düzenli olarak yapılan anjiografi toplantıları asistan eğitimi açısından örnek teşkil etmektedir.

 

UZMANLIK EĞİTİMİ AKREDİTASYONU ÖZDEĞERLENDİRME RAPORU

Mezuniyet Öncesi Eğitim Sorumlusu

Prof. Dr. Sirel GÜR GÜNGÖR

Mezuniyet öncesi tıp eğitiminde dönem 5 öğrencilerine teorik dersler anlatılmakta, ayrıca poliklinik ve ameliyathane işleyişi uygulamalı olarak gösterilmektedir. Dönem sonunda yapılan teorik ve pratik sınavlarda öğrencilerin başarısı değerlendirilmektedir.

Mezuniyet Sonrası Eğitim Sorumlusu

Araştırma görevlisi eğitimi, Sağlık Bakanlığı’nca öngörülen 4 yıllık asistanlık süresi kapsamındaki bölüm içi ve bölüm haricindeki rotasyonlardan oluşmaktadır. Her araştırma görevlisi 1 yıllık genel işleyiş, poliklinik ve ameliyathane hizmetlerine uyumu süresinin sonunda mevcut olan alt-birimlerde 3-4 aylık rotasyonlarla çalışmaktadır. Asistanlarımız rotasyonları esnasında öğretim görevlileri ile birebir çalışma şansına sahiptirler. Bilimsel araştırma yapılması, kongrelerde sunulması ve bilimsel dergilerde yayınlanması konusunda desteklenen araştırma görevlilerinden, asistanlık süresi boyunca en az 1 bilimsel yayın yapmış olmaları beklenmektedir. Tüm asistanların toplantı ve kongrelerde olgu, poster ve serbest bildiri sunmak üzere katılımları temin edilmektedir. Ayrıca Türk Oftalmoloji derneği tarafından düzenlenen Beceri Aktarım Kurslarına katılımları konusunda desteklenmektedirler.

Halkın Göz Sağlığı Eğitim Videoları

Eğitimin bir parçası olarak halk sağlığı eğitimi amacıyla yapılan sağlık programlarına ulaşmak için lüttfen Kanal B Sağlık Köşesi Program arşivini inceleyiniz.

Araştırma Görevlisi Eğitim Programları GÖZ HASTALIKLARI UZMANLIK ÖĞRENCİLİĞİ EĞİTİM PROGRAMI

Uzmanlık Eğitimi Genişletilmiş Çekirdek Eğitim Programı

 

Uzman Olma Yıllarına Göre

Kornea-Kontakt Lens Birimi

Kornea Ünitesi Prof. Dr. Dilek Altınörs’ün başkanlığında ve Doç. Dr. Leyla Asena ile birlikte hizmet vermektedir.

Kornea birimimizde; gözün ön segment yapılarına ait hastalıklar en son teknolojik aletler ve güncel bilgiler ışığında değerlendirilir. Tüm ön segment enfeksiyonları, keratitler, kuru göz hastaları, kalıtımsal kornea distrofileri ve keratokonus hastaları için teşhis ve tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Dijital kamera sistemi ile ön segment hastalıkları ile ilgili görüntüler arşivlenmekte, hasta ve hasta yakınlarına da gösterilerek hastalıkları konusunda bilgi sahibi olmalarına yardımcı olmaktadır. 

Keratoplasti (kornea nakli), limbal kök hücre nakli, amniyon membran transplantasyonu, dikişli- dikişsiz pterjiyum (göz eti) ameliyatları, oküler yüzey rekonstrüksiyonu ve refraktif cerrahi uygulamaları kliniğimiz deneyimli personeli tarafından uygulanmaktadır. Kornea nakli cerrahileri geleneksel tam kat nakil şeklinde uygulanabildiği gibi daha güncel olan ve korneanın sadece hastalıklı tabakalarının nakline imkan veren lameller kornea nakli teknikleri ile de uygulanabilmektedir.

Kliniğimizde aynı zamanda miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi kırma kusurlarının tedavisi için refraktif cerrahi yöntemleri uygulanmaktadır. LASIK (laser-assisted in situ keratomileusis), PRK (fotorefraktif keratektomi) and fakik intraoküler lensler (göz içine yerleştirilebilen kontakt lensler) refraktif kusurların tedavisinde uygulanabilecek yöntemler arasındadır. Kliniğimizde hastalar bu seçeneklere uygunluk açısından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmekte ve kişiye en uygun tedavi yöntemi belirlenmektedir. LASIK cerrahisi FDA onaylı WaveLight® Allegretto Wave® Eye-Q ekzimer lazer cihazı ile kişiye özel ve güvenli bir yöntem ile uygulanmaktadır.

Miyopi, astigmatizma ve hipermetropi gibi kırma kusuru olan hastalara yumuşak ve sert kontakt lens uygulamalarının yanı sıra uygun hastalara bifokal (yakın görüş zorluğu olan bireylerde uzak ve yakını aynı anda gösteren) ve prostetik kontakt lens uygulamaları da yapılmaktadır.

Keratokonus hastalarında güncel kontakt lens uygulamaları (Rose K, Persecon E, hibrid kontakt lensler, skleral kontakt lensler) gerçekleştirilmektedir. Skleral kontakt lensler sayesinde ileri evre keratokonus hastalarında kaliteli bir görüş sağlama imkanı mevcuttur. Keratokonus tedavisinde, aynı zamanda ‘crosslinking’ veya ‘korneal çapraz bağlama’ tedavisi uygulanmaktadır. Bu tedavi ile UVA ışığı ve Riboflavin kullanılarak, korneanın kollajen moleküllerine etki edip, kornea mekaniğini arttırarak keratokonus hastalığındaki ilerlemeyi durdurmak amaçlanır. Yine keratokonus hastalarında güncel bir tedavi yöntemi olan fotorefraktif keratektomi eşliğinde korneal çapraz bağlama tedavisi ile, hastaşılın ilerleyişini durdurmanın yanı sıra, kırma kusuru da bir miktar düzeltilebildiğinden daha net bir görüş elde etmek mümkündür.

Kornea kliniğimizde referans niteliğinde uluslararası ve ulusal araştırma projeleri yürütülmektedir.

Glokom Birimi

Kliniğimizde Doç. Dr. Ümit Ekşioğlu başkanlığında ve Doç. Dr.Sirel Gür Güngör ile birlikte hizmet verilmektedir.

Glokom, sıklıkla göz içi basıncının yükselmesinin eşlik ettiği görme sinirinin ilerleyici hasarıdır. Glokom teşhisinde göz içi basıncı tedavi edilebilen bir risk faktörüdür ve doğru ölçülmesi çok önemlidir. Bunun yanında glokom bir optik sinir hastalığı olduğu için optik sinirin doğru değerlendirilmesi glokom tanı ve tedavisinin en önemli noktalarından biridir. Erken dönemde optik sinir ve etrafındaki sinir dokudaki hasarın belirlenmesi hastaların ilerleyen yaşlarda görmelerini kaybetmelerinin önüne geçebilir.

Glokom tanı ve takibi için kliniğimizde göz içi basıncını ölçen çeşitli tonometreler, kornea kalınlığını ölçen pakimetri cihazı, görme sinirindeki hasardan dolayı görme kaybının miktarını gösteren görme alanı testi, optik sinir ve retina sinir lifi tabakalarını ayrıntılı inceleyen en son teknoloji optik koherens tomografiler (Carl Zeiss Meditec Cirrus HD- OCT ve Heidelberg Engineering Spectralis OCT) hem merkez hastanemizde hem de Ümitköy polikliniğimizde mevcuttur.

Ayrıca gereken olgularda göz içi basıncının düşürülmesini sağlamak üzere Nd:YAG iridotomi, argon lazer trabeküloplasti, mikroinvaziv glokom cerrahileri, halen altın standart yöntem olan trabekülektomi ve dirençli hastalarda seton implantasyon cerrahileri uygulanmaktadır.

 

Oküloplastik Cerrahi Birimi

Kliniğimizde estetik veya tedavi amaçlı göz kapağı cildi sarkması ameliyatları, göz kapağı kenarı ve kirpik şekil/pozisyon bozukluklarının tamiri, çocuk ve erişkin göz yaşı kanal tıkanıklıklarının açılması, travmaya bağlı gelişen kapak kesilerinin tamiri, ve ayrıca göz çevresindeki istemsiz kasılmaların Botoks enjeksiyonu yoluyla tedavisi uygulanmaktadır. Ters dönerek gözün içine doğru uzayan ve göz dokularını tahriş eden kirpiklerin elektroliz yöntemi ile kalıcı olarak uzaklaştırılması ve epilasyonu uygulanmaktadır. Tüm oküloplastik müdahaler, gözün kendisi de değerlendirerek (örneğin kuru göz durumu, göz yüzeyine ait bozukluklar) ve göz sağlığının korunmasına özen gösterilerek uygulanır.

Kliniğimizde aynı zamanda yüz felcine ve tiroide bağlı göz ve göz kapağı problemlerinin tanı ve tedavileri, göz çevresi enfeksiyon ve hastalıklarının teşhis ve tedavisi uygulanmaktadır. Bu ve benzer durumlarda eşlik eden rahatsızlıklar ile ilgili Endokrinoloji, Dermatoloji, Göğüs Hastalıkları, Kulak-Burun-Boğaz, Nöroloji ve Pediatri gibi bölümlerle iş birliği yapılmaktadır. Hastanemizde, kliniğimiz ve adı geçen bölümler arasında son derece uyumlu bir çalışma ortamı yaratılmış olup, gerekli durumlarda hastanın en hızlı şekilde tedavi alması temin edilmektedir.

Şaşılık ve Pediatrik oftalmoloji

Başkent Üniverisitesi Ankara Hastanesi’nde Şaşılık ve Pediatrik Oftalmoloji Birimi  Prof. Dr. Sibel Oto ve Doç. Dr. Sezin Akça Bayar tarafından yürütülmektedir.

Pediatrik göz muayenesi, normal zamanında doğan çocuklarda,  ilk 3 yıl içinde sağlam çocuk muayenelerinde çocuk hekimleri tarafından yapılmalıdır, eğer şüpheli bir bulgu varsa göz bölümüne sevk edilir. Bu muayenelerde basit bir ışık kaynağı ile yapılan kırmızı refle testi çok önemlidir. Her çocuk 3-3.5 yaşları arasında mutlaka göz hekimi tarafından görülmelidir. Prematüre bebek muayenesi doğum haftasına göre değişen aralıklarla 3. haftanın bitiminden başlanarak göz damarlanması tamamlanıncaya kadar devam eder.

Çocuk yaş grubunda göz muayenesinde yaş uyumlu özel kırma kusuru ölçüm cihazları kullanılmaktadır. Bunlar konuşma öncesi dönem çocuklarda uzak mesafeden ölçüm almayı sağlayan taşınabilir otorefraktometreler ve videorefraksiyon cihazlarından oluşmaktadır. Hess testi, sinoptofor, Maddox Haçı polikliniğimizde bulunan özel kayma ölçüm testleridir.

Kliniğimizde sadece çocuk yaş grubu şaşılıkları değil erişkin dönemde görülen göz kaymalarıda tedavi edilmektedir.

Şaşılık Nedir?

Şaşılık, her iki gözün birbiriyle olan paralelliğini kaybetmesidir. Her bir gözde altışar adet göz dışı kas bulunur. Bunların birinde veya birkaçında kuvvet azlığı veya fazlalığı olması şaşılığa neden olur. Bir göz düz bakarken diğeri içe, dışa, yukarı veya aşağı kayabilir. Sürekli hep aynı gözün kayması görmenin o gözde daha az olduğunun belirtisidir ve önemlidir. Bu nedenle tek gözünde kayma olan bebek ve çocuklar hemen göz muayenesine götürülmelidir. Bazı durumlarda kayma her iki gözde de mevcuttur. Gözlerdeki kayma şaşılığın sebebine göre sürekli ya da geçici süreli olabilir.

Şaşılık tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. İlk göz muayenesi için geç kalındığında çocukların gözlerinde estetik problemlerinin yanı sıra ömür boyu sürecek görme azlığı sorunları da oluşabilmektedir.  Şaşılığın oluşmasında tek bir neden yoktur. Sorunlu hamilelik dönemi, doğumun problemli olması, çocuğun gelişimi, geçirdiği hastalıklar şaşılığa yol açabilir. Şaşılık için genetik yatkınlık da söz konusudur. Ailede gözünde kayma olan bir birey varsa çocuklarda şaşılığın görülme olasılığı artmaktadır.

Göz kaslarımızın hareketini yöneten merkez beyindedir, bu nedenle sinirlerde oluşan felçler de gözde kaymalara neden olur. Geçirilen kazalar, kafa travması, ateşli hastalıklar ve ileri yaşta hipertansiyon ve şeker hastalığı gibi bazı durumlarda göze gelen sinirlerde felçler oluşabilir. Bu şekilde oluşan şaşılıklarda tedavi felcin kalıcı olup olmamasına bağlı olarak değişebilir.  Kas felçlerine bağlı gelişen kaymalar 9 yaşından küçük çocuklarda  göz tembelliği,  daha büyük yaş grubunda çift görmeye neden olabileceği için mutlaka tedavisi gereklidir.

Şaşılık Tedavisi Nasıl Yapılır?

Şaşılık tedavisinde öncelikle eğer ihtiyaç varsa uygun gözlüklerin verilmesi ve kapama tedavisi gündeme gelmektedir.  Bu yöntemlerle  yeterli düzeltme sağlanamayan olgularda cerrahi tedavi uygulanmaktadır.

Şaşılık ameliyatları  göz küresinin dışında yer alan ve göz küresinin haraketini sağlayan kaslar üzerinde gerçekleşir. Şaşılığın düzeltilmesi ve gözler arasındaki paralelliğin sağlanması için özel teknikler kullanılarak bu kasların güçleri arttırılır, azaltılır veya kasların etki noktaları değiştirilir. Şaşılık ameliyatları uzun süre hastanede kalmayı gerektirmez ancak hastanın konforu, cerrahın rahat çalışabilmesi  ve kaslara daha ağrısız girişim yapılabilmesi  gibi amaçlarla şaşılık cerrahisinde genel anestezi uygulaması tercih edilir. Bu nedenle, operasyondan sonra genel anestezi etkisinden dolayı birkaç saat hastanede gözetim gerekir. Daha sonra hasta verilen talimatlara uymak kaydıyla evine gidebilir.

Botulinum toksin enjeksiyonu da uygun vakalarda, cerrahi öncesi, beraberinde veya sonrasında kayma tedavisinde kullanılabilen bir yöntemdir.  Toksin kas içine enjekte edilerek kas gücü zayıflatılır ve karşı kasın güçlenmesi temin edilmeye çalışılır.

Ayrıca Pediatrik Oftalmoloji Biriminde çocukluk dönemi katarakt, glokom ve retina problemleri ilgili birimlerle işbirliği içinde tedavi edilmektedir.

Medikal Retina ve Vitreoretinal Cerrahi Birimi

Medikal retina ve vitreoretinal cerrahi birimi başkanı Prof. Dr. Gürsel Yılmaz ve Prof. Dr. İmren Akkoyun tarafından yürütülmektedir. Birimimizde, vitreus ve retina ile ilgili hastalıkların medikal ve cerrahi tedavisi uygulanmaktadır. Özellikle aşağıdaki tanılarla başvuran hastaların tanı ve tedavisi bu birimde gerçekleştirilmektedir:

• Diabetik retinopati

• Maküla dejenerasyonu (Sarı nokta hastalığı)

• Retinanın damarsal hastalıkları (örneğin Retinal ven-arter tikanikliklari)

• Retina dekolmanı

• Göz travmaları

• Maküler hol (görme merkezinde delik) ve maküler kırışıklık

• Pediatrik retina ve ROP (Prematüre retinopatisi)

Bu birimde tanısal amaçlı olarak hastalara uygulanan bazı tetkikler; dijital fundus fotoğrafı, fundus floresein anjiyografi (FFA), indosiyanin yeşili anjiyografi (ICG), Optik koherens tomografi (OCT), Optik koherens tomografi-Anjiografi (OCT-A), indirekt , oftalmoskopi ve ultrasonografidir.

 

Hastalıkların tedavisinde, direkt ve indirekt diod lazer fotokoagülasyon, fotodinamik tedavi, intravitreal ilaç ve gaz enjeksiyonları gibi ayaktan tedavi seçenekleri başarı ile uygulanmaktadır.

Birimimizde gerçekleştirilen ameliyatlarda genellikle lokal anestezi tercih edilmektedir, ameliyat sonrasında hastalar çoğunlukla bir gece (gerekli görüldüğünde arttırılabilir) yatırılmakta ve ertesi gün taburcu edilerek ayaktan takip edilmektedir. Hastalıkların tedavisinde (diyabetik retinopati, retina dekolmanı, travma) güncel cerrahi teknikler uygulanmaktadır.

Sinek uçuşmaları, ışık çakmaları ve ani görme kaybı gibi durumlarda acil tedavi gerekebilmektedir. Hem bu tür durumlar hem de mevcut retina hastalığının seyrinde ani bir değişikliğin olması durumunda hastanemizden randevu almanız gerekli değildir, acil olarak başvurduğunuz takdirde gerekli muayene ve tanı işlemleri vakit kaybetmeden yapılabilecek ve erken dönemde tedavi mümkün olabilecektir.

Medikal ve Vitreoretinal Cerrahi (Pars plana vitrektomi, Skleral çökertme, Pnömatik retinopeksi) kliniğimizde referans niteliğinde uygulanmaktadır. Bu kapsamda uluslararası ve ulusal araştırma projeleri devam etmektedir. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Laboratuvarında oksijen endükte ROP Fare modeli Prof. Dr. Imren Akkoyun tarafından kurulmuştur ve aynı modeli kullanarak retinal vasküler hastalıkların tedavisine yönelik deneysel çalışmalar sürdürmektedir.

Uvea Birimi

Uvea ünitesinde Doç. Dr. Sirel Gür Güngör tarafından hizmet verilmektedir.

Uveal sisteminin iltihaplarına üveit denir. Üveitin olası nedenleri arasında infeksiyon, travma veya Behçet Hastalığı gibi sistemik inflamatuar hastalıklar sayılabilir. Üveit bazen ciddi seyredebilir ve görme kaybına neden olabilir. Erken tanı ve tedavi üveitin neden olabileceği komplikasyonları önlemekte önemlidir.

Uvea birimimizde üveitli hastaların takip ve tedavileri en güncel yöntemler ile yapılmaktadır. Üveit hastalarının tanı ve takibinde kullanılan fundus floresein anjiografi (FFA), indosyanin yeşili anjiografisi (ICG), optik koherans tomografi (OCT) ve optik koherenes tomografi anjiyografi gibi tetkikler, konusunda deneyimli bir kadro tarafından uygulanmaktadır. Üveitli hastaların katarakt ve glokom gibi gelişebilecek ek hastalıklarının da tedavi ve/veya cerrahileri kliniğimizde uygulanmaktadır.

Az görenlere yardım bölümü 

Kliniğimizde, düşük görmesi olan hastalara, az görenlere yardım cihazları ile ilgili muayeneler uygulanabilmektedir. Az görmeye neden olan göz hastalığına yönelik tüm tedaviler uygulandıktan sonra, gözlük, kontakt lens gibi düzeltmelere rağmen, görme keskinliği istenilen düzeyde değil ise, buna düşük görme denir. En sık nedenleri yaşa bağlı makula dejenerasyonu, diyabete bağlı göz tutulumu, glokom ve kalıtımsal göz hastalıklarıdır. Düşük görmesi olan hastalara özel cihazlar ile yardımcı olunabilmektedir. Görmesi düşük olan kişinin yardımcı cihazlardan yarar görüp görmeyeceği kliniğimiz göz hekimlerinin ayrıntılı muayenesi sonucu belli olur. Düşük görmeye yardımcı cihaz, kişinin gördüğünü daha iyi gösteren bir alettir. Görüntünün büyütülerek görmeyi sağlayan tabakadaki sağlam alanlara düşürülmesi sağlanır. Her duruma uygun tek bir alet yoktur. Değişik amaçlar için geliştirilmiş farklı aletler kliniğimizde hastalarımıza denetilerek kişiye en uygun cihaza veya cihazlara karar verilebilmektedir.