BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ
Tıp Fakültesi

 

2005-2006 Eğitim-Öğretim Yılı Açılış Konuşması'ndan

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı 
Prof. Dr. Faik Sarıalioğlu

2005–2006 Eğitim-Öğretim Yılı Açılış Konuşması’ndan  
25 Eylül 2005

 Sayın Rektör Yardımcım, Sayın Öğretim Üyeleri, Sevgili Öğrenciler

 Başkent Üniversitesi 2005-2006 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni’ne hoş geldiniz. Bu yıldan başlamak üzere yeni başlayan öğrencilerimiz için Fakültemizi tanıtmak, Dönem-II ve Dönem III öğrencileri için geçmiş yılı kısaca özetlemek amacı ile bir günlük açılış programları düzenlemeye karar vermiş bulunuyoruz. Programın ayrıntıları arkadaşlarım tarafından sizlere açıklanacaktır.

 Genelde bir üniversiteyi üniversite, özelde ise bir fakülteyi fakülte yapan üç temel ölçüt araştırma, eğitim ve hizmet sunmadaki  başarılarıdır. Şimdi, her bir ölçüt açısından Fakültemizi kısaca değerlendirelim.

 Araştırma. Yükseköğretim Kurumu tarafından yapılan bağımsız çalışmalarda Fakültemiz 2003 ve 2004 yılarında tıp fakülteleri olan üniversiteler arasında öğretim üyesi başına düşen tam makale ölçeğinde birinci olmuştur. Genel sıralamada ise altıncı durumdayız. Bizden daha üst sırlardaki üniversitelerin çoğu öğretim üye sayısı az veya tüm işi araştırma olan üniversitelerdir.

 Eğitim. Fakültemizde kuruluş yılından itibaren uzmanlık ve yan dal uzmanlığı eğitimi verilmektedir. On bir yıllık geçmişimize karşın yetiştirdiğimiz uzmanlar ve özellikle tıbbın en uzun formal eğitimi olan yan dal uzmanlarının sayısı anımsanmayacak kadar fazladır. Fakültemiz mezuniyet öncesi tıp eğitimine 1998-1999 Eğitim-Öğretim Yılında başlamış ve ilk mezunlarını geçen yıl vermiştir.

 Tıp eğitiminin kalitesini değerlendirmek yönünden yeterli olmasa da geçerli tek objektif ölçek olan Tıpta Uzmanlık Sınavı’nın  (TUS)  Eylül 2004 ve Nisan 2005 dönemlerinde mezunlarımız sırası ile onuncu ve altıncı olmuşlardır. Sınava giren mezun sayımızın azlığı, önceki sınavları kaybetmiş -dolayısı ile birikmiş- mezunlarımızın olmaması göz önüne alınarak bu beklenenden iyi sonuçlara dikkatle yaklaşmak zorunda olduğumuz bilincindeyiz. Değerlendirme nasıl olursa olsun giriş yılı ÖYS  taban puanına göre 38nci sıradan aldığımız öğrencileri bu derecede üst sıralardan mezun etmek önemli bir başarı olarak kabul edilmelidir.

 Hizmet. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara yanında Adana, Konya, Alanya ve İzmir’de kurulu hastaneleri ile dünyada benzeri olmayan bir fakülte görünümündedir. Yılda polikliniklerinde 1.112.848 hastanın muayene edilen, 74.869 hastanın yatarak tedavi edildiği, 34.782 ameliyatın yapıldığı Başkent Üniversitesi Hastaneleri gerek mezuniyet öncesi gerekse mezuniyet sonrası eğitim açısından öğrencilerimize eşsiz bir hasta sayısı ve hasta çeşitliliği sağlamaktadır. Mezuniyet öncesinde bugüne kadar Adana merkezimiz hastanelerinden yararlandık. Sizlerin klinik eğitim yıllarında diğer merkezlerimizden, belki de yeni açacağımız merkezlerden de yararlanabileceğiniz düşüncesindeyiz.

 Sevgili öğrencilerimiz.

Şimdi de sizlere Başkent Üniversitesi’nin bazı ayrıcalıklarından söz etmek istiyorum.

 Başkent’te vefa. İnsanoğlunun en yüce duygularından birinin vefa olduğuna inananlardanız. Sayın Rektörümüz “vefa bilmeyen sefa sürmez” derler. Başkent’te vefa sadece sözle ifade edilmez, adeta hafızalara kazınır. Bulunduğumuz salonun adı Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu’dur. Kanal – B binamızın yanında Atatürk’ün manevi evladı adını taşıyan Abdurrahim Tunçak Müzesi bulunmaktadır. Televizyon binasında, Rektörlük binasında yapacağınız bir gezintide bu ülkeye hizmet vermiş pek çok kişinin adlarına rastlarsınız. Ankara Hastanemizi geziniz. Prof. Dr. Hüsnü Göksel Müzesi ve Kütüphanesi’ni, Prof. Dr. Hasan Telatar Konferans Salonu’nu, Prof. Dr. Nevzat Bilgin Toplantı Salonu’nu, Prof. Dr. Ümit Saatçı Acil Diyaliz Merkezi’ni göreceksiniz. Özetle Üniversitemiz vefa konusunda uygulamalı bir eğitim merkezi görünümündedir.

 Başkent’te inanç. Başkent Üniversitesi’nde nereye giderseniz gidiniz çalışmakla her şeyin başarılacağı inancı ile karşılaşırsınız. “Zoru başarırız, imkansız zaman alır” yazısını değişik mekanlarda görebilirsiniz. Hocamız Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın “hafta yedi gün, gün yirmi dört saat” deyişini Fakülte hayatınız boyunca onlarca kez duyacaksınız.

 Bu inançtır ki; Başkent Üniversitesi’ni bir kurum tarihi için çok kısa sayılabilecek bir zamanda büyük bir Üniversite haline getirmiştir. Hocamız, Prof. Dr. Mehmet Haberal 1983’de kurduğu Organ Transplantasyon ve Yanık Tedavi Vakfı ile 1992 yılında kurdukları Haberal Eğitim Vakfı’nın birleşerek 13 Ocak 1994 yılında Başkent Üniversitesi’ni kurmuşlardır. Geçen on bir yılda Üniversitemiz ülkemizin en önemli üniversitelerinden biri haline gelmiştir.

 Atatürk’ün “Çağın uygarlık düzeyine ulaşmak, hatta onu aşmak” sözü Rektörümüzce Üniversitemizin misyonu olarak belirlenmiştir. Bu hedefe ulaşmak için çok çalışacağız. Öğrenciliğiniz döneminde de sizden de beklenen odur.

 Size tekrar hoş geldiniz der, başarılar dilerim.

Prof. Dr. Faik Sarıalioğlu